Beyaz Geceler
Yalnızlık içinde kaybolmuş
bir adam, kendisi gibi bir “yalnız”a rastladığında yaşamının en derin
yanılgısına da adım atar. St. Petersburg’un hiç kararmayan gecelerinde buluşan
iki yalnız ruh, birlikte geçirdikleri dört beyaz gece boyunca dile dökmekten korktukları
hislerini ve du¨şu¨ncelerini açığa çıkarırlar. Onların hayal du¨nyası, gerçeğin
soğuk ve sert yu¨zu¨nden kaçış gibidir; zira bu du¨nya, onlar için nihai bir
sığınak, bir arayıştır. Dostoyevski, Beyaz Geceler’de masumiyetin ve karanlığın
derinliklerinde gizlenen melankolinin izini su¨rer.
Başkasının Karısı, karısının sadakatine dair
kuşkularının esiri olan İvan Andreyeviç’in nasıl bir deliliğe su¨ru¨klendiğini
anlatır. Kuşkuları adım adım bir saplantıya dönu¨şen Andreyeviç, paranoyanın
acımasız pençesinde yaşamaya başlar. Onun paranoyası, sadece bireysel bir
trajedi değildir. Başkasının Karısı, hislerinin sultasında kalmış birinin bu
sahte bilgiyi hayatına rehber edinmesinin trajikomik bir portresidir. Beyaz
Geceler ve Başkasının Karısı, Nihal Yalaza Taluy’un titiz çevirisiyle Ketebe’de!