Kumarbaz
Dostoyevski olmasaydı,
psikanaliz biraz beklemek zorunda kalacaktı, der Freud. Nietzsche ise onu
“kendisinden bir şeyler öğrendiğim tek psikolog” diye anar. Du¨nya romanının en
bu¨yu¨k örneklerini kendini tu¨ketircesine bu¨yu¨k bir coşkuyla yazan
Dostoyevski, hayatından izler taşıyan Kumarbaz’da aynı zamanda kumar tutkusunun
bir psikanalizini yapıyor denebilir. Her eserinde ruhunun farklı veçheleriyle
hesaplaşan bu¨yu¨k romancı, en çetin hesaplaşmalarından birini Kumarbaz’da
Aleksey İvanoviç karakteriyle yapmıştır. Du¨nyanın çeşitli u¨lkelerinden gelen
kumarbazların toplandığı Ruletenburg isimli kurgu bir şehirde geçen roman,
söylenenlere göre, yazarın borcunu ödeyebilmesi için yirmi dokuz gu¨nde
yazılmıştır. Aynı zamanda bir Rus gencinin Avrupa’da bir İngiliz ve bir Fransız
soylusu ile bir kadın için giriştiği para ve aşk mu¨cadelesini de anlatan
roman, bu yönu¨yle Dostoyevski’nin vazgeçilmez temalarından birini de içerir:
Rus-Avrupalı çatışması. Eleştirmenlerin söylediği gibi “Dostoyevski sadece
Kumarbaz’ı yazsaydı bile yeter” miydi bilinemez ama şu kesinlikle söylenebilir
ki Kumarbaz yazılmasaydı Dostoyevski’nin görkemli ku¨lliyatı eksik kalırdı.
Kumarbaz, Nihal Yalaza Taluy’un titiz çevirisiyle Ketebe’de!