Piramit
Golding, kendi yaşamından izler taşıyan Piramit’te bizi II. Dünya Savaşı öncesinde İngiliz taşrasının “sınıf takıntılı” ve boğucu ortamına götürür. İnsanların katı bir toplumsal hiyerarşiye göre konumlandığı, herkesin kendi yerini bildiği bu kasabada birbirine hiç temas etmeyen hayatlar sürülür. Anlatının henüz yetişkin dünyasındaki ilişkileri kavrayamamış bir gözlemcinin, genç ve toy Oliver’ın bakış açısından aktarılması ise ironiktir. Piramit, 1920’lerden 1940’lara uzanan yeniyetmelikten yetişkinliğe geçiş sürecine tanıklık ettiğimiz Oliver’ın çocukluğuna ve gençliğine ait trajik olduğu kadar da komik üç hikâyeden oluşur.
Romanın başında sosyal merdivende yükselmek üzere ilk adımı atarak Oxford Üniversitesi’ne başlamaya hazırlanan Oliver, hem alt-orta sınıftan gelen anne babasının “sınırlı” dünyalarına hem de kasabanın daha yüksek sınıftan sakinlerine karşı öfke doludur. Toplumsal tabakalaşma ve sınıf bilincine dayanan bu “piramit” benzeri yapı, Oliver’ın kişisel olarak aşması gereken bir engeldir.
WILLIAM GOLDING (1911-1993): “Bugünün dünyasında insanlık durumunu aydınlatan” romanlarıyla 1983’te Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görülen Golding, Corwall’da dünyaya geldi. Marlborough Grammar School’da ve Oxford’daki Brasenose College’da eğitim gördü. 1940’ta İngiliz Kraliyet Deniz Kuvvetleri’ne katıldı. Alman savaş gemisi Bismarck’ın batırıldığı harekâtta bulundu. İlk romanı Lord of the Flies (Sineklerin Tanrısı) birkaç yayıncı tarafından reddedildikten sonra 1954’te yayımlandı. Büyük ilgi gören roman 35 dile çevrildi. Rites of Passage (1980) adlı romanıyla Booker Ödülü’nü kazanan yazarın diğer önemli yapıtları arasında The Inheritors (1955), Pincher Martin (1956), Free Fall (1959), The Spire (1964; Kule), Darkness Visible (1979), A Moving Target (1982) ve The Paper Men (1983) sayılabilir.